Şebinkarahisar - Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Şebinkarahisar Ziyaretleri

Şebinkarahisar - Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Şebinkarahisar Ziyaretleri
Character Size

Şebinkarahisar - Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Şebinkarahisar Ziyaretleri

GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN ŞEBİNKARAHİSARI ZİYARETLERİ

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin kuruluşundan önce ve sonra bir çok il ve ilçeyi türlü vesilelerle ziyaret etmiştir. Atatürk’ün Cumhuriyetin ilanından sonra Cumhurbaşkanı olarak yaptığı yurt gezileri mutlaka bir amaca hizmet etmek için düzenlenmiştir. Bu gezilerin başlıca amaçlarından birisi yeni kurulun Cumhuriyetin niteliklerini halka anlatmak, yapılan ve yapılacak olan yenilikler hakkında halkı bilgilendirmekti.

Gerçekleştirdiği her inkılaptan önce çıktığı yurt gezilerinde atılacak yeni adımı halka anlatmış, onların fikrini yoklamış ve onayını almıştır. Uğradığı köy, kasaba ve şehirlerde halkın kendisine gösterdiği içten sevgiyi şahsına maletmeden milletin bir temsilcisi olarak her zaman yaptığı gibi yine milletine bahşetmiştir. Her geziye çıkışında uğrayacağı yerlerde karşılama törenlerinin yapılmamasını istediği halde, halk O’nun geçeceği yollara dökülmüş, özellikle gençler O’nun yanından asla ayrılmamışlardır.

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’nın Şebinkarahisar’ı o zamanki adıyla Karahisar-ı Şarki’yi ziyaretleri, Cumhuriyetin ilanından on ay sonra çıktığı yurt seyahati sırasında gerçekleşmiştir.

Mustafa Kemal Paşa’nın bu yurt seyahati 29 Ağustos - 18 Ekim 1924 tarihleri arasında elli gün sürmüş ve karadan 3000 km.lik bir mesafe katedilmiştir. Cumhurbaşkanının bu gezisine eşi Latife Hanımın yanısıra Yozgat mebusu Salih Bozok, İstanbul Mebusu ve eski Türk Ocakları Genel Başkanı Hamdullah Suphi, Gaziantep Mebusu Kılıç Ali, Rize Mebusu Rauf, Cumhurbaşkanlığı Başkatibi Tevfik, Başyaver Rusuhi, Muhafiz Birliği Komutanı Binbaşı İsmail Hakkı, Yüzbaşı Muzaffer, Özel Kalem Katibi Memdul ile basın mensupları ve diğer görevliler katılmışlardır.

Seyahat 29 - 30 Ağustos’ta Dumlupınar’ın ziyaret edilmesiyle başlamıştır. Ardından 31 Ağustos - 11 Eylül tarihlerinde Bursa’da yapılan çeşitli incelemelerden sonra Mudanya’dan Hamidiye Zırhlısı ile İstanbul’a uğramadan 11 - 14 Eylül tarihlerinde geçerek Trabzon’a ulaşmışlardır. 15 - 17 Eylül’de Trabzon’u, 17-18 Eylül’de Rize’yi, 19 Eylül’de Giresun ve Ordu’yu, 20 - 24 Eylül’de Samsun’u, 24 Eylül’de Amasya’yı, 25 - 26 Eylül’de Tokat’ı, 27 - 28 Eylül’de Sivas’ı, 28 Eylül’de Suşehri’ni, 29 - 30 Eylül’de Refahiye ve Erzincan’ı, 30 Eylül 1 Ekim’de Erzurum’u 2 Ekim’de Hasankale, Akköprü, Yapan, Mindivan, Komasor ve Döllet köylerini 3 - 4 Ekim’de tekrar Erzurumu, 4 - 5 Ekim’de Sarıkamış’ı, 6 Ekim’de Kars’ı, 7 - 8 Ekim’de yeniden Sarıkamış’ı, 11 - 12 Ekim’de tebliğ konumuz olan Şebinkarahisar’ı, 13 - 14 Ekim’de Suşehri, Zara, Geş yoluyla Kayseri’yi, 15 - 16 Ekim’de Yozgat’ı, 17 Ekim’de Kırşehir’i ziyaret eden Mustafa Kemal Paşa 18 Ekim’de Ankara’ya dönmüştür.1

Elli gün gibi uzun süren ve yorucu olan bu gezi aslında iki önemli amaca hizmet etmiştir. Birincisi daha ilk yılı dolmayan Cumhuriyetin benimsenip, kökleşmesini temin etmek, ikincisi de eşleri Latife Hanım’ın şahsında Türk kadını için yeni bir model yaratmaktı. Bu seyahat esnasında Latife Hanım, yüzü açık olarak ve hep Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’nın yanında ve yürürken önünde bulunmuştur. Seyahatte Latife Hanım’ın da bulunması yapılan karşılama merasimlerine kadınların da katılmasının da başlıca teşvik unsuru olmuştur.

Mustafa Kemal Paşa’nın o günkü haliyle Şark-i Karahisar vilayetini ziyareti Erzurum dönüşü gerçekleşmiştir. Atatürk Sivas’tan Erzurum’a giderken Ali Sururi başkanlığındaki bir heyet Suşehri’ne gelerek, O’nu şehirlerine davet etmişlerdi. O sıralarda Lozan’da çözülemeyen Musul sorunu İngiltere ile aramızda yeniden bir gerilime yol açmasına rağmen bu daveti büyük bir memnuniyetle kabul eden Atatürk, Erzurum dönüşünde 11 Ekim 1924 sabahı Erzincan’dan hareketle akşam geç vakit saat 21’de şehre gelmiştir. Atatürk’ün şehirlerine geleceğini duyan halk Şebinkarahisar - Suşehri yoluna çıkmışlar ve büyük bir çoşku ile Cumhurbaşkanını karşılamışlardır. Atatürk şehre girerken top atışıyla selamlanmış, şehrin yüksek kalesinde ve sokaklarda meşaleler yakan Şebinkarahisarlılar ziyareti büyük bir şenliğe dönüştürmüşlerdir.2

O gece Çakmakçı Mustafa Ertem’in Halil Rıfat Paşa caddesi üzerindeki evinde misafir edilen Atatürk, ertesi gün yani 12 Eylül’de Binbaşızade Rıza Bey’in başkanı olduğu belediyeyi, valiliği, Halk Fırkası, Alay Komutanlığını ve Türk Ocağını ziyaret etmiştir. Türk Ocağı ziyareti sırasında gençler ocağı yeni açtıkları için eksikleri olduğunu söyleyip, özür dilemişlerdi. Atatürk burada kendisini dinleyen hem ocaklı gençlere hem de vatandaşlara hitaben şu anlamlı konuşmayı yapmıştır. “Ben bu güzel şehri çok beğendim. Bu sevgimin bir nişanesi olarak Karahisar-ı Şarki olan şehrin adının Şebinkarahisar olarak tashihini teklif ediyorum. Şabı başta olmak üzere fatihlerin otağ kurduğu bu toprakların içinde daha neler varsa ele alınmalı ve tarihen olduğu kadar iktisaden de bu şehri ileri götürmek vazifemiz olmalıdır. Sürekli yangınlar görmüşsünüz, memleketiniz bir harabeye dönmüş, fakat esef etmeyin. Şu tek gözlü, mütevazi ocağınızda derin bir samimiyet, geniş ve anlayışlı bir kültür buldum. Kalkınacaksınız, mesut olacaksınız. Türk ocakları modern dekolarla ölçülmez. Türkün bu şan ocakları sönmez alevlerle ilelebet tütecektir ve bu harabeler bir gün birer mamureler haline gelecektir. Ayrılırken Türk Ocağı Defterine de şunları yazmıştır. “Türk Ocağı, Türkün has ocağı, varlık ve birlik ocağı, yüksek alevlerle tütsün, muhitine nurlar saçsın, yaşasın ve yaşatsın”.3

Büyük Türk milli şairi Mehmet Emin Yurdakul’un “her şeyi değiştiren ve çürüten amansız zamanın değiştirip, çürütemediği Türk ruhunu, bütün törenleri faziletleri içinde burada buldum. Milli ıstırabımı, milli ülkümü buradan aldım. Benim milliyetçiliğimin asıl kaynağı işte budur” diyerek övdüğü Şebinkarahisar’dan Atatürk, merasim yapılmaması için ricalarına rağmen bütün halkın katılımıyla düzenlenen büyük bir uğurlama töreniyle aynı gün öğleden sonra ayrılmıştır.4

Büyük Atatürk bu ziyaretinden sonra bir daha ismini koyduğu şehre, Şebinkarahisar’a gelememiştir. Bununla birlikte O’nun "bir gün bu harabeler mamureler haline gelecektir” ümidini doğrulamak isteyen Şebinkarahisar’ın Türk Ocağı’ndan ilhamını almış olan halkı bugün görmekten mutluluk duyduğumuz modern Şebinkarahisar’ı kurmuşlardır.

Prof. Dr. Mustafa BALCIOĞLU*

* Kırıkkale Üniversitesi İ.İ.B.F. Uluslararası İlişkiler Başkanı

1 Fahrettin Kırzıoğlu, Gazi’nin Kuzey Doğu Gezileri, Erzurum 1974, s. 134

2 Hakimiyet-i Milliye, 13 Teşrin-i evvel, 1340 (1924)

3 Ali Özdemir-Hasan Özhan, İlçe Oluşunun 50. Yılında Şebinkarahisar, Ankara 1983, s. 27

4 Hakimiyet-i Milliye, 14 Teşrin-i evvel 1340 (1924)

Share this post
Close
0/0
Şebinkarahisar - Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Şebinkarahisar Ziyaretleri