Pışşşşt!
Character Size
Pışşşşt!
Pışşşşt!
“Eskişehir yolunda her uğradığımız yerde bir kılavuz alıyorduk. Bir akşamüzeri, tenha bir köye girmiştik. Çamurlu yollarında, bir çeşme başında abdest alan bir ihtiyardan başka kimseye rastlamadık, ona:
-‘Baba’, bize yol gösterecek birini bulabilir misin?’
Sevimli ihtiyar:
-‘Birini bulmak ne demek’, kendim ne güne duruyorum?’
Otomobil dolu idi. Fakat o, çamurlukta gelebileceğinde direniyordu. Çaresiz razı olduk. Yolda Gazi, o ihtiyarla konuşmamı emretti. Laf kıtlığında aklıma yine aynı soru geldi. Sordum:
-‘İhtiyar! Sen Mustafa Kemal’i tanır mısın?’
-‘Tabii tanırım!’
-‘Görsen ne yaparsın?’
-‘Ayaklarının altına köprü olurum.’
Bu karşılığı alınca güldüm ve Atatürk’ü gösterdim:
-‘İşte Mustafa Kemal…’
İhtiyar, bizi peygamberlik iddiasına yeltenmiş iki dengesiz gibi süzdü, şahadet parmağı ile sağ gözünün alt kapağını aşağıya çekerek güldü:
-‘Pışşşşt’ dedi.
Fakat az sonra vardığımız kasabada geleceğimizi bildikleri için karşılamaya hazırlanmışlardı. İhtiyar bunu görünce, kırdığı potu anlamıştı. Utancından, otomobil durur durmaz ortadan kayboldu. Gazi, onu bulmamı emretmişti. Biçare beni görünce, ayağıma kapandı:
-‘Ne olur, beni bağışlayıp bir defa elini öptürsün. Ömrüm oldukça çizmesinin çamurunu yiyeyim.”
Güldüm ve parmağımla sağ gözümün alt kapağını aşağı çekerek karşılığı verdim:
-‘Pışşşşt…’
İşte hayatımın en büyük heyecanlarından birini de onu, Gazi’nin yanına oturttuğum zaman duydum.
İhtiyarın, Gazi’nin ayakları altına kurbanlık bir koyun teslimiyetiyle nasıl yıkılıverdiğini hatırlıyorum da, o anda, kalbinin nasıl durmadığına hala şaşıyorum.”
(Salih Bozok’tan alınmıştır.)1
1 ARIBURNU, Kemal, Atatürk’ten Anılar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara 1976, s. 161-162.
Kaynak: Atatürk’ten Gençliğe Unutulmaz Anılar, Ahmet Gürel, Mayıs 2009