Atatürk ve İhtiyar
Character Size
Atatürk ve İhtiyar
Atatürk ve İhtiyar
Atatürk, Florya’dan Çekmece’ye doğru bir yaya yürüyüşünde, bir ağaç altında dinlenen ihtiyara rastladı. Adam hürmetle ayağa kalktı ve Atatürk’ü selamladı. Atatürk sordu:
-“Beni tanır mısın?”
-“Tanımaz olur muyum? Evimde resmin bile var.”
Atatürk memnun olmuştu. Konuşmaya başladılar. İhtiyar:
-“Bir işine aklım ermedi” dedi. “Cumhuriyetçiliği, inkılâpçılığı, milliyetçiliği, halkçılığı, hatta devletçiliği anlıyorum, şu laikliği pek kavrayamadım. Neden her şeyi birden bozdun?” Atatürk:
-“Bunu sana bir hikâyeyle anlatayım. Amr-ibnil-As, Mısır’ı fethettiği zaman, halife Ömer’e bir mektup yazmış; ‘burada birçok kütüphaneler, içlerinde de bir sürü kitaplar var. Bunları yakayım mı, yoksa bırakayım mı?” Ömer cevap vermiş; ‘Kitapları tetkik et, eğer faydasız şeylerse, yak. Yok, eğer faydalı şeylerse, yine yak. Çünkü halk, o kitapları okudukça, onlara uymaktan vazgeçmeyecekler, eskiyi unutmayacaklar ve bize -yani yeniye ve yeniliğe- daima düşman olacaklardır!”
Hikâyeyi anlatan Atatürk, ihtiyara sordu:
-“Şimdi sana laikliğin ne olduğunu anlatayım mı?”
İhtiyar, derin bir sezgi ve sağduyu ile cevap verdi:
-“İstemez Paşam, hepsini anladım!”1
1 Hilmi Yücebaş, Atatürk’ten Nükteler, Fıkralar ve Hatıralar, 2. Baskı, Kültür Kitabevi, İstanbul 1973. s. 60
Kaynak: Atatürk ve Unutulmaz Anıları, Ahmet Gürel, Bülent Türker, Nisan 2009