Ankara Halkevi'ndeki Tarih Kurumu Toplantısında; Çalışmaların En Yükseği
Character Size
Ankara Halkevi'ndeki Tarih Kurumu Toplantısında; Çalışmaların En Yükseği
Ankara Halkevi'ndeki Tarih Kurumu Toplantısında; Çalışmaların En Yükseği
Bir gün Ankara Halkevi'ndeki Tarih Kurumu bölümünde taslakları okumak için toplanmıştık. Görüşmeler hararetli oldu. Özellikle iki arkadaş arasında konuşma, tartışma biçimini aldı. O akşam Atatürk, lütfen Kurum üyelerini sofrasına davet buyurdular. Günlük çalışma hakkında bilgi aldıktan ve her zaman olduğu gibi çalışanları iltifatlarla özendirdikten sonra tartışmanın karşılarında devamını, kendilerine özgü incelikle, rica ettiler. Arkadaşlar konuyu anlatmaya başladı. Onları dinledikten sonra kağıt ve kalem getirilmesini emrettiler, zaten kağıt, kalem yemek odasının demirbaş eşyası sırasına girmişti. Salonun bir ucunda kara tahta, kenarda etajerlerin üzerinde sözlükler, ansiklopediler, yemek odasına bir okul dershanesi durumunu vermişti ve orası gerçekten bir okuldu. istenilen şeyler geldikten sonra Atatürk her iki arkadaştan savlarını yazı ile saptamalarını istedi, tartışmalarda başlangıçtaki iddiaların unutulması sık sık görülen bir şeyolduğu için, buna gerek gördüğünü ilave etti. Sonra arkadaşlardan sözlerini doğrulamaları için ne gibi bilimsel belgelere ve kaynaklara başvuracaklarını sordu. Bunlar da kağıtlara yazıldı. Kütüphaneden istenilen kitaplar geldikten sonra okuma ve çeviri başladı. Sonunda bir taraf hak kazandı. O zaman Atatürk, davayı kaybeden arkadaşımıza dönerek, bu sonucun yüksek kıymetini küçültecek bir olay olmadığını ifade ederek gönlünü aldı. Yalnız ilave ederek dedi ki:
-"Size her zaman söylerim, yalnız kendi başınıza ve kendiniz için çalıştığınız zaman herkes gibi böyle bir sonuç ile karşılaşmanız mümkündür, hatta sık sık olabilir. Kurumu, ben bunun için kurdum; buradaki üyeler yurt içinde ve dışında tarihe ait yapılan çalışmalardan ve kendi incelemeleri sonucundan birbirlerini haberdar ederek, birbirlerini tamamlayarak çalışırlarsa sonuç daha olumlu olur. Bunu yaparken şahsınıza ait bir buluşun başkaları tarafından kullanılmasından ve mutlu sonuçların isminize değil, bağlı olduğunuz kuruma ve millete mal edilmesinden kuşkunuz olmasın; millet bunun değerini bilir. Millet sevgisi kadar büyük ödül yoktur. Kurtuluş savaşında benim de milletime ettiğim birtakım hizmetler olmuştur, zannederim. Fakat bunlardan hiçbirini kendime mal etmedim. Yapılanın hepsi milletin eseridir, dedim; aranacak olursa doğrusu da budur. Geçmişte sayısız medeniyet kurmuş bir ırkın ve milletin çocukları olduğumuzu kanıtlamak için yapmamız lazım gelen şeylerin hepsini yaptığımızı ileri süremeyiz; bugüne ve yarına bırakılmış daha birçok büyük işlerimiz vardır. Bilimsel çalışmalar da bunlar arasındadır. Beni seven arkadaşlarıma öğüdüm budur: Şahsımız için değil, fakat bağlı olduğumuz millet için elbirliğiyle çalışalım; çalışmaların en yükseği budur."
Kaynak: Belleten Dergisi, Muzaffer Göker, 1939 sayı10 sayfa: 385