
10 Kasım 1938
Character Size
“Ölmemeliydi… Ölmemeliydi”
10 Kasım 1938
Unutamam o günü, dersteydik. Akademiden Dolmabahçe görünüyordu. Bahçeden bir çığlık gelmişti. O ses hala hatırladıkça yüreğimi yakar.
-“Atatürk öldü.” Fırladık sınıftan, Akademinin rıhtımındaydık, Dolmabahçe’nin çatısındaki bayrak yarıya inmişti. Şimdi ne yapacağız, öğretmeniyle, öğrencisiyle o şaşkınlığı unutamam. Müdürümüz Mareşal Çakmak’ın damadı Burhan Toprak’tı. Müdürümün iki eliyle başını avuçlamış:
-“Ölmemeliydi… Ölmemeliydi” diye bağırması ve taş kanepe üzerine yığılması gözümün önünden gitmiyor. Sınıf hocamız Prof. Gintter iki gün sonra:
-“Dünya Atatürk’ten sonra çok değişir” diyordu.
-“Hür yaşamak istiyorsanız, onun ideallerinden yürüyeceksiniz. O’nu size anlatacak değilim. Almanya’daki evimde kütüphanemde dört Atatürk kitabım var. Hepsi de Alman yazarların. Onu ben de sizler kadar tanıyor ve seviyorum.”1
1 Tahsin Öztin, Mustafa Kemal’den Atatürk’e, İstanbul 1981, s. 163.
Kaynak: Atatürk’ten Gençliğe Unutulmaz Anılar, Ahmet Gürel, Mayıs 2009