Mustafa Kemal'in Paul Herriot'a Verdiği Mülâkat, 26.12.1922
Character Size
Mustafa Kemal'in Paul Herriot'a Verdiği Mülâkat, 26 Aralık 1922
Mustafa Kemal'in Paul Herriot'a Verdiği Mülâkat, 26 Aralık 1922
Paul Herriot'nun 26 Aralık 1922'de gazetesine çektiği telgraf:
Ankara'ya varır varmaz Büyük Millet Meclisi Reisi Gazi Mustafa Kemal Paşa'dan istediğim mülâkatı yapmak fırsatını elde ettim. Müşarürieyh beni Çankaya köşkünde kabul etmek lûtfunda bulundu. Verdikleri bu önemli demeci geleceğe aynen dercediyorum.
Mustafa Kemal Paşa hazretleri sözlerine şöyle başladılar:
-"Türkiye'ye karşı daima iyi niyetler beslemiş olan Fransız kavminin Türkleri, içinde bulundukları hal-i harbten çıkmış görmek arzusunda bulunduğuna ve Türk mütalebatının (isteklerinin) haklı ve mâkul olduğunu takdir ettiğine samimî surette kaaniim. Binaenaleyh Lozan'daki murahhaslarımızın ihtiyar ettikleri hatt-ı hareketten derin surette müteheyyirim (hayretteyim) ve bu murahhasların memleketiniz efkâr-ı umumiyesinin hakikî tercümanı olduklarına inanamıyorum. Murahhaslarımız hiçbir yeni talepte bulunmadılar. Kendilerinin mutalebatı (istekleri) memleketimizin yaşaması ve istiklâlini temin etmesi için lâzım gelen şeraitin hadd-ı asgarisini ihtiva etmektedir.
İstanbul ve Marmara denizinin selâmet ve taarruzdan masuniyeti hakkında teminat-ı lâzime (gerekli teminat) verilmek şartiyle Boğazlar serbestisini en evvel teklif eden biziz. Bugüne kadar bunu yapmadılar. Bu kabil teminat talebinde bulunduğumuzdan dolayı bizi ciddi surette tahtie edemezler (hatalı bulamazlar). Bugün bizi Lozan'a davet eden zevatın konferansın küşadından mukaddem (açılmasından önce) İstanbul'un bize iade edileceğini vadeden insanlar olduğunu derhâtır edince bu vaadin bize hulûs (iyi) niyetiyle yapılmış olmasından şüphe etmeye başlıyoruz. Çünkü İstanbul'un selâmet ve emniyeti için elzem (gerekli) olan şerait (koşullar) hakkında bugün bizimle pazarlık yapılmak isteniyor. Mamafih bu husustaki fikrimi beyan etmeyi Boğazlar meselesinin halledildiğini öğreneceğim güne tâlik ediyorum (geciktiriyorum)."
Kapitülasyonlar
-"Lâkin şimdiye kadar Lozan, bize şayan-ı hayret ve taaccüb (şaşkınlık) diğer manzaralar da ihzar etmekten (hazırlamaktan) geri durmadı. Kapitülâsyonların konferansta birçok içtimaları (toplantıları) işgal etmiş olması sebebini bir türlü anlayamıyoruz. Bu meselenin mevzuubahs ve müzakere edilmesi bile izzet-i nefs-i millimize (millî izzetinefsimize) tevcih olunmuş bir hakarettir. Kapitülâsyonların Türk milleti için ne derece menfur (nefret edilecek) bir şey olduğunu size tarife muktedir değilim. Bunları diğer şekil ve namlar altında gizleyerek bize kabul ettirmeye muvaffak olacaklarını tasavvur ve tahayyül edenler bu bapta pekçok aldanıyorlar. Zira Türkler kapitülasyonların idâmesinin (devam ettirilmesi) kendilerini pek az bir vakitte ölüme sevkedeceğini pek iyi anlamışlardır. Türkiye, esir olarak mahvolmaktansa son nefesine kadar mücadele ve mücahedede (uğraşmaya) bulunmaya azmetmiştir.
Ümit ederim ki bizimle sulh yapmak istediklerini beyan edenler nokta-i nazarlarında ısrar etmeyerek, bu meselede Türk milletinin azim ve iradesi aleyhine yürümek kaabil olamayacağını anladıklarını yakından göstermeye cesaret edeceklerdir.
Bir fesat ve hiyanet ocağı bulunan, memlekette tohm-ı nifak (ayrılık) ve şikak (uyuşmazlık) saçan, Hristiyan hemşehrilerimizin huzur ve refahı için de mucib-i şeamet (uğursuzluğa sebep olan) ve felâket olan Rum Patrikhanesini artık topraklarımız üzerinde bırakamayız. Bu tehlikeli teşkilâtı memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebepler irâde olunabilir (gösterilebilir?)
Türkiye'nin Rum Patrikhanesi içini arazisi üzerinde bir melce (sığınılacak yer) göstermeye ne mecburiyeti var? Bu fesat ocağının hakikî yeri Yunanistan'da değil midir?
Âlem-i medeniyetin unutmaması lâzım gelen bir mühim nokta daha vardır: Büyük Millet Meclisi tarafından idare edilmekte olan yeni Türkiye, Babıâlinin taht-ı idaresindeki eski Osmanlı İmparatorluğu değildir. Yeni Türkiye şeref ve haysiyet, kudret ve kuvvetini müdrik ve hukukunu muhafaza için mevcudiyetini tehlikeye ilka etmeye (atmaya) de hazır ve âmâdedir."
PAUL HERRIOT
Kaynak: Hâkimiyet-i Milliye'den Gazetesi, 2 Ocak 1923