Mustafa Kemal'in Hakkı Tarık'a Verdiği Mülâkat, 1922
Character Size
Mustafa Kemal'in Hakkı Tarık'a Verdiği Mülâkat, 1922
Mustafa Kemal'in Hakkı Tarık'a Verdiği Mülâkat
-"Paşa hazretleri hem 10 Temmuzun, hem 1 teşrinisaninin (Kasımın) muvaffak bir kumandanıdırlar. İki inkılâp arasındaki farkı, lisan-ı devletlerinden işitmek isteriz."
-"Bu iki inkılâp arasındaki fark, tarif olunamayacak derecede büyüktür zannederim. Birincisi, milletin tabiaten aradığı havay-ı hürriyeti teneffüs ettiğini zannettiren bir harekettir; fakat ikincisi milletin hürriyet ve hâkimiyetini fiilen ve hâdiseten tespit ve ilân eden bir inkılâbı mesuttur ve şüphe yok, yalnız Türkiye'de değil, bütün cihanda nazar-ı ehemmiyete alınmaya lâyık bir teceddüttür (yeniliktir)."
-"Bazıları iki inkılâbın tazammun ettiği (içerdiği) şekl-i idare arasında bir fark olmadığına kani görünüyorlar. Meselâ: ''Meşrutiyette gayri mes'ul bir mevkide tutulan hükümdar vâkıa kendiliğinden bir başvekil nasbeder (atama yapar) görünmektedir; fakat bir tecrübe devresinden sonra bu başvekili itimatla yerinde tutup tutmamak yine Millet Meclisi'nin elindedir ve bütün icra işlerinde sadrazamın imzası olmadan hükümdarın imzası bir kıymet ifade etmez. Şu halde bugünkü icra vekilleri heyeti, dünkü heyeti vükelâ ile karşılaştırırsak, iki şekli idarede büyük bir fark görmemek lâzım gelir" diyorlar.
-"10 Temmuz inkılâbı bir hükümdarı müstebitle millet arasında en nihayet kuyut ve şurut ile muvazene arayan bir zihniyeti istihsale mâtuf idi. Halbuki son inkılâp, usul-i meşrutiyeti dahi hürriyet ve istikbâl-i millet için kâfi göremez ve bilâkaydü şart hâkimiyeti, milletin uhdesinde tutan esaslı bir umdeye istinat eder (ilkeye dayanır). Bu umdenin taallûk ettiği şekil, hiçbir vakitte eski eşkâl (biçim) ile mukayese kabul edemez. Bugün Türkiye devleti doğrudan doğruya bir Meclis, bir şûra hükûmeti ile idare olunur ve ilelebet böyle idare olunacaktır. Türkiye Devleti'nin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti'nin mahiyet-i asliyesini anlayabilmek için, Teşkilâtı Esasiye'sini dikkatle mütalâa etmek lâzımdır. Bu hususta benim tarafından verilen bir nutku gözden geçirmek de muvafık (uygun) olur."
-"Teşkilâtı Esasiye kanunumuzun mütalâası bazılarınca bir noktadan, bir madde ilâvesine ihtiyaç hissettirdiği kanaatini hissettirmiş; Meclisin iki seneden ibaret eden müddet-i içtimaı bitmeden Meclis haricindeki efrad-ı milletin ârâsını (oylarını) yoklamak lüzumu hâsıl olsa icrasına nasıl imkân verilebilecektir!"
-"Bunun için bir madde ilâvesine lüzum yoktur. Vaziyeti hakikiye muvacehesinde Meclis buna dair usûlü dairesinde bir karar ittihaz edecek mevkidedir."
-"Paşa Hazretleri sulh müzakeresinde bulunuyoruz. Bugünkü Meclis, müddeti içtimaını, gaye-i millinin tahakkuku ile takyid (bağlamış) ve tahdit etmiştir. Meclis, heyeti vekileyi sulh muahedesinin imzasına mezun kılmak gibi bir karar itihas edince kendisi gaye-i milliye vasıl olmuş sayılabilecek midir?"
-"Şüphesiz şayan-ı kabul göreceği sulh şeraitini tasdik ettiği gün, hikmet-i mevcudiyeti olan vezaif-i milliyeyi ikmal etmiş olacaktır ve Teşkilâtı Esasiye kanununda musarrah olduğu üzere iki sene devam etmek üzere yeni intihabat icra olunacaktır."
-"Paşa hazretleri memleketimizin her noktasını tanımış, ihtiyacına nüfuz ve vukufunu da muvaffakıyetleriyle ispat etmiştir. Bilhassa istilâdan kurtarılan yerleri nazarı dikkate alarak, eğer faaliyet-i milliyeyi bir sıra numarası altına almak icap etes, en başa hangi nevi icraat geçireceklerdir."
-"Buna dair badessulh (barıştan sonra) ilân edeceğim programda izahat-ı kâfiye göreceksiniz."
(Paşa hazretlerini programın esasları hakkında söyletmek mümkün olmadı ve ikinci bir mülâkat bu ketm ve imsakin sebebinden bir haber verdi. Dün bütün milli emeller bir ''misak'' üzerinde toplanarak müdafaa yolunda memlekete nasıl bir istinat noktası bulunmuş ve muvaffak olunmuşsa, Paşa hazretleri yarın da milli tekâmül için öyle bir istinat noktasını tâyin ederken, kendi tâbirleriyle, memleketin münevverlerini ''tahriri bir kongre''ye iştirâk ettirmeyi tasmim etmişlerdir (tasarlamışlardır). O cevaplar gelip toplandıktan sonra müntahap (seçilmiş), heyetin yardımıyla bunları gözden geçirecekler ve bütün halk kütlesini birden kaldıracak bir idare manivelâsını o zaman harekete getireceklerdir.)
Kaynak: Vakit Gazetesi, 12 Kanunuevvel (Aralık) 1922, No: 1796