''Saat 17.30 sularındaydı ki, İstanbul yolunda görülen otomobil ışıkları beklenen müjdeli haberi getirdi. Aradan beş, on dakikalık bir zaman geçmemişti ki, mütehassir Edirne halkı Büyük Gazisi'ne kavuşmuş bulunuyordu. Bu mesut güne eriştiğine sevinen halk bütün sevinç ve saygısını, coşkun tezahürat ile izhara çalışıyordu. Ağır ağır İstanbul yolu Abacılardaşı ve Eski Cami caddesini halkın sürekli ve candan alkış tufanları ve ''yaşa- var ol'' nidaları arasında takip eden otomobil doğruca belediye önünde durdu ve Büyük Gazi misafir olacakları belediye binasını şereflendirdi.

Gazi Hazretleri Kırklareli Edirne arasında kendisini istikbale çıkan İnece, Hasköy, Söğütlüdere köylerinde durmuşlar ve köylü ile sohbet etmişlerdir.''

Gazi Hazretleri Edirne'de büyük bir coşku ve ilgiyle karşılanmıştı. Paşa Edirne'ye gelmeden önce Kırklareli-Edirne arasındaki civar köylere de uğramış, bu yüzden Edirne'ye girişi akşam vaktini bulmuştu. Hava muhalefetine rağmen büyük bir halk kitlesi kendisini beklemişti.

Gazi Hazretleri belediye binasına geldiğinde, Belediye Başkanı Ekrem Demiray kendisine ''Edirne'ye hoş geldiniz Büyük Gazi'' diyerek kendisi ve halk adına saygılarını sundu, Paşa buna cevaben ''Memnun oldum. Esasen Edirne'nin yabancısı değilim. Halkın gösterilerinden son derece duygulandım'' demişti.''

Kalabalık heyetten İçişleri Bakanı ve bakanlık ilgilileri vilayet konağında, millet vekilleri ve diğer konuklar ise Edirnelilerce ağırlanmışlardır.

Mustafa Kemal'in 21-25 Aralık 1930 tarihlerinde, Cumhurbaşkanı olarak kalıp, onurlandırdığı Edirne Belediye Başkanlığı'ndaki oda, daha sonraları yattığı yataktan, kullandığı telefona, mesai yaptığı çalışma masasından, yemek yediği çatal kaşık bıçağına kadar korunarak günümüze kadar saklanmış ve müzeye dönüştürülerek ziyaretçilerin ilgisine sunulmuştur.

Gazi Hazretleri'nin 21 Aralık 1930'da başlayan Edirne gezisi tam beş gün sürmüş ve 25 Aralık 1930'da sona ermişti. Aslında Paşa Hazretleri'nin gezisi daha uzun planlanmış ancak Menemen hadisesinden sonra kısa tutulması gerekmişti. Bu dört günlük zaman dilimi içerisinde Paşa; okullar, Türk Ocağı, Halk Fırkası, yerel köyler gidebildiği her yere gitmiş, konuşabildiği herkesle konuşmuştu. Çok yoğun ve verimli bir ziyarette bulunan Paşa gördüğü ilgiden ve tanık olduğu manzaralardan fazlasıyla memnun ayrılmıştı.