Florya'da Deniz Köşkü'nde çok sevdiği manevi kızı Ülkü ile birlikte. (12.09.1936)
Florya'da Deniz Köşkü'nde çok sevdiği manevi kızı Ülkü ile birlikte. (12 Eylül 1936)
ATATÜRK VE ÇOCUKLAR
“Atatürk çocukları çok severdi. Onun dilinde çocuk, sevgi demekti. Sevdiklerine, hangi yaşta olursa olsunlar, “çocuk” diye seslenirdi. Kendisinin çocuğu olmamıştı; bundan dolayı vakit vakit iç acısı duymuş mudur bilmiyorum ama, doğrusu ben buna hiç ihtimal vermiyorum; bütün Türk yavruları onun öz çocukları gibiydi. O, bu yavrulara öylesine gönül vermiş, onlar da ona öylece candan bağlanmışlardı. Dünyada böyle bir mutluluğa erişmiş kaç insan vardır ve böyle bir insanın yüreğinde öyle bir üzüntü nasıl yer tutabilir.
Bir gün yanına girdiğim zaman, onu (Ülkü’yü) yine büyük adamın kucağında bulmuştum; şakalaşıyorlardı. Çocuk katıla katıla gülerek onun altın saçlarını çekiyor, burnuna yapışıyor, ara sıra yumak elleriyle yüzüne küçük küçük tokatlar indiriyordu.
O da çocuklaşmış gibiydi; bir yandan kahkahalarla gülüyor, bir yandan da güya başını korumaya çalışıyordu.
Bir aralık bana baktı, gök parçası gözleri sevgi ve neşeden ışıl ışıldı:
- “Çocukluk ne güzel şey.. Çocuklar ne sevimli, ne tatlı yaratıklar değil mi? En çok hoşuma giden halleri nedir bilir misin?.. Riyakârlık bilmemeleri, bütün istek ve duygularını içlerinden geldiği gibi açıklamaları” dediğini anlatan Soyak, anılarına şöyle devam etmektedir:
Başka bir gün çocuk terbiyesinden konuşuyordu, bu konudaki mütalâalarını izah etti:
- "Çoğu ailelerin öteden beri çok kötü bir alışkanlıkları var; çocuklarını söyletmez ve dinlemezler. Zavallılar lâfa karışınca, sen büyüklerin konusuna karışma der, sustururlar. Ne kadar yanlış, hatta zararlı bir hareket. Halbuki tam tersine, çocukları serbestçe konuşmaya; düşündüklerini, duyduklarını olduğu gibi ifadeye teşvik etmelidirler; böylece hem hatalarını düzeltmeye imkân bulunur, hem de ileride yalancı ve riyakâr olmalarının önüne geçilir.
Kısacası, artık çocuklarımızı düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da, başkalarının samimî düşüncelerine saygı beslemeye artık alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışmalıyız. Bence bunlar, çocuk terbiyesinde ana kucağından, en yüksek eğitim ocağına kadar her yerde, her zaman üzerinde durulacak önemli noktalardır. Ancak bu suretledir ki, çocuklarımız memlekete yararlı bir vatandaş ve mükemmel birer insan olurlar."
Florya'da Deniz Köşkü'nde çok sevdiği manevi kızı Ülkü ile birlikte. (12 Eylül 1936)
Kaynak: Atatürk’ten Hatıralar, Hasan Rıza Soyak, Yapı Kredi Yayınları, 3. Baskı, İstanbul, 2006. ISBN: 975-08-0882-7. Sayfa: 64-65